7 Eylül 2019 Cumartesi

doğum günü serzenişleri

ne kadar güzel bir durum, arkadaşlara sahip olmak. birileri seni doğum gününde satıyor çünkü doğum günün olduğunu hatırlamıyor (büyük ihtimalle de umursamıyor ama o başka bir zamana) ve diğeri seni mutlu etmek için çalışmasını erteliyor, bolcana yürüyor ve ufacık bir oyuncağa 15 lira veriyor, tereddüt bile etmeden çünkü hediye almayı o öneriyor.
DOĞUM GÜNÜNÜZDE SİZİ DÜŞÜNMEYENLERİ SİLİN HAYATINIZDAN ULEYN!
teşekkürler, mutlu hayatlar.

küçük organizma

1 Eylül 2019 Pazar

sen mi, "sen" mi, (sen mi)

kurgulara bağlı büyümek... benim yaptığım şey bu. kitaplar, filmelr, diziler... maalesef olduğun kişiye onlar yaratmıyor. onlar, kim olmak istediğinle ilgili bir hedef oluşturuyorlar sadece kafanda. seni sen yapan yaptıkların. sen eyleme geçmedikçe, olduğun kişi asla olduğunu düşündüğün kişiye benzemeyecek. AYAĞA KALKMAN GEREK SENİ GÜZEL VARLIK! izlediğin diziler, okuduğun şarkılar değilsin sen. izin ver onlar sadece sana ne olmak istediğine karar vermende yardımcı olsun. HAREKETE GEÇ DEĞERLİ İNSAN!
büyük ihtimalle aklındaki o hayatı yaşayamayacksın. büyük ihtimalle. ama o ihtimali seni tanıdığım için bu kadar büyük tuttum. içinde bir şeyler yapmak isteyen bir parçan var, seni yola koyulmaktan alıkoyan bir parçan da. neden seni engellemesine izin veriyorsun? üşengeçlik tabi ki de... seni olduğun yere mıhlayan, haraket etmeni engelleyen, yılların dostu. depresyonun kurtulamadığın, sana yapışmış kısmı. biliyorsun, ondan kurtulabilirsin. belki de tek ihtiyacın olan şey bir şarkıdır. (az önce seni oluşturmadıklarını söyledim, bu sana ihtiyacın olan özgüveni veremeyecekleri anlamına gelmez. ama onlara çok bağlanma çünkü şarkılar onlara ihtiyacın olduğu zaman çok daha hızlı bitiyorlar.)
yıllardır söylüyorum. bazen sadece sonucunu düşünmemeli ve istediğin zaman yazmalısın. toplumun ve dayattıklarının ele geçirdiği o güzel zihninin seni ezmesine izin verme. yazmayı hakediyorsun. hissetmeyi hakediyorsun. kelimelerinle yaşamayı hakediyorsun. bu yeni dönemin oluşumusun, yetişkinler (ve yetişkin olduğunu sanan erişkinler) anlamakta zorlanabilirler. hatta kendi yaşıtların bile seni anlamakta zorluk çekebilirler. ileride, çok gerilerde ve aynı zamanda da tam olman beklenen yerde olabilirsin. hayat böyle işliyor... biraz kendini sal. şarkının bu kadar hızlı bitmesine izin verme. duymak için zihnini kullanıyorsun, neden uzatmak için de kullanmayasın?
o çok sevdiğin kurgular da işine yarasın. aklına gelmedik sorularla başbaşa bırakabilirler seni. ya da aklına gelmeyecek örneklendirmeler verebilirler başından geçen olaylara. yeni açılar, sürekli ihtiyacımız. 

küçük organizma

ufak da olsa, gurbet gurbettir

tek başına yolculuk zor iş. ilk deneyimler hele. bir de tanımadığın yerdeysen, dile çok hakim değilsen, şehrin raylı sistemleri bir alkolik tarafından rastgele hazırlamış gibiyse... bileti doğru aldım mı? doğru hatta mı biniyorum? bu sokaktan mı dönmem lazım? çantam sağlamda mı? eşyalarım yerinde mi? sürekli gergin hissediyor insan. kendine güveni azalmış, yanında birini istiyor, neden orada olduğunu bile bilmiyor, "evimde oturup sakin sakin çayımı içebilirdim, kafama sıçayım" diye tekrarlayıp duruyor.

ama böyle bir an geliyor, tek başına yürürken bir duvar resmi görüyorsun sakin bir sokakta, ıssız değil ama. tren yeşilliklerin içinden, şehrin yavaştan yokolduğu yollardan geçiyor. bilet almana yardım eden kadın samimiyetle gülümsüyor sana. sigara rica ettiğin adam bu ricayı kabul etmekle kalmıyor, yabancı olduğunu görünce seninle sohbet ediyor, şehirde nereleri görebileceğini söylüyor. havaalanı yolundayken aklına gezdiğin yerler geliyor, geride bıraktıkların ve döndüğün yer, senin şehrin... 

küçük organizma