31 Mayıs 2022 Salı

uyuyamıyorum

 uyuyamıyorum.


bu kadar basit aslında. uykum var diye yattım, bir iki dikkat dağınklığı ardından kafayı koyup içimin geçmesini bekledim. o an bir türlü gelmedi. döndüm durdum, soyundum giyindim, örtüyü attım geri çektim. olmadı. bir yandan kovaladığım sineğin gölgesinde, düşüncelerim arasında uykumu kaybettim.

farkettim, olmayacak. uykusuzluğumu bağladığım derdime inmeyi denedim. ses kayıtlarına baktım, daha da uyandım. belge karıştırdım, anı kovaladım. yok, mafiş. bıraktım radyasyon yuvasını, belki ekran ışığıdır uyutmayan. buraya kadar geldiğim yeri geri gidersem belki bulurum uykumu dedim, düşüncelerime tersten sarılmış kaset gibi gerisingeri daldım. süreçte daha da kayboldum, uykumla birlikte son sabır damlam ve zihin durgunluğum da kaçtı.

kalktım, laktoz dedim, kurtarır beni. ortam uygunsa bir kadeh de şarap belki, klasik yöntemler her zaman tutar. elimde yoğurt vardı, kaymağıyla indirdim mideye. kendi kararları ve özgür iradesiyle uykuya meydan okuyan annemle konuşmak şansım oldu. işime mi yaradı, ters mi tepti emin olamadım.

odama döndüm; yatak bıraktığım gibi, içerisi bir gıdım daha serin. içimden ninni dinlemek geliyordu, ruhuma uyduramadım. battal boy peluş ayıyı işe koştum, sallamasyon insan yaptım koynuna yatacak. biraz rahatladım ama hâlâ uykudan yana ses seda yok. son bir arayışa çıktım aklım dediğim labirentte, gide gide bataklığa çıktı yolum. battıkça battım, çıkamadıkça bağrındım. sinek kulağımın hemen dışında bağrındı, ben içten içten bağrındım. kovdukça bir tek sinek sustu, düşüncelerim daha da daha da konuştu. müzik dedim, çaredir. uygulamaya baktıkça daha da sinirlendim, iki kişilik, sıfır takipçili şarkı listesi yakın zamanda dinlenmemişti bile. sıranın sonuna hapsoldu, kaybolmamak için yaratılmıştı ama yararlı olacağı konusunda bir garantisi yoktu. bir kaç parça seçildi, devamı DJ hipopotamın hünerli ellerine ve kehanet yeteneklerine bırakıldı.

kelimeleri belki çıkarmak lazım diye dedim, içeride kaldıkça lüflenmiştir belki. sarfettiğim kelimeler kafamı kurcalayanlar değildi. harcadığım zaman, kulaklığımdan dolayı varlığı bana görünmez-duyulmaz bir sinekten ve günün son wordle'ını yapmaya olanak sağlayacak gece üç eşiğinden başka bir şey kazandırmadı. ne derdim çözüldü ne uykum geldi.

364 gün önce bugün uyuyamamıştım. o zaman sarılacağım biri vardı. sarılabileceğimi bilmediğim biri, ama bana sarılan biri.

uyuyamıyorum. hiç de basit değil aslında.

küçük organizma

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder